Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Beyinlerimiz görsel bilgiyi -resimler- metin ve sesten çok daha farklı işlemeye donanımlıdır. Biliminsanları, bu etkiye " çoklu biçimde öğrenme" derler: Resimler bir yerine birkaç kanalda, beyne çok daha derin ve anlamlı şifreleme deneyimi sağlayarak işlenir."
Sayfa 217Kitabı okudu
Suçluluk duygusunun özeti sanki
Kendimize çocuğun ilk öğrendiği şeyin ne olduğunu sorduğumuzda şu kaçınılmaz sonuca varıyoruz: Çocuk, öğrenilecek hiçbir şeyin olmadığını öğrenmektedir. Çocuk, kendi davranışlarını varlığının gelişmesi için ana çıkış noktası yapmamayı öğrenmektedir. Bu öğrenilecek hiçbir şeyin olmadığını öğrenme tecrübesi, özerkliğin yanlış gelişimindeki belirleyici noktadır. Özerkliğin hasar görür ve kendi gereksinimlerimizi daha ziyade tehlikeli, hatta düşmanca şeyler olarak algıladığımız yanlış bir gelişim başlar. Özerklik ve bizi özerkliğe doğru götürme ihtimali olan her şey zamanla içimizde korku uyandırır.
Sayfa 19 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanlar her an rüya görüyor. Biz doğmadan önce doğan insanlar dışarıda kocaman bir rüya yarattı. Buna toplumsal rüya ya da gezegensel rüya diyeceğiz. Gezegensel rüya, milyarlarca bireysel rüyanın oluşturduğu kolektif rüyadır. Biz nasıl rüya göreceğimizi öğrenme kapasitesiyle dünyaya geldik. Bizden önce doğan daha önce yaşamış insanlar bize nasıl toplumsal rüyaya uygun rüya görmemiz gerektiğini öğretiyor. Toplumsal rüya, nasıl görmemiz gerektiğini öğrenmemiz için anne,baba,okul ve dinleri kullanıyor.
Kendime kızdım; sonra kendime kızmaktan vazgeçtim, beni yetiştirenlere kızdım. Sonra onlara kızmaktan da vazgeçtim ve bütün nesilleri yetiştiren kültür ortamına kızdım. Daha sonra kimseye kızamayacağımı anlayarak oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim.
Sayfa 131Kitabı okudu
Bir heykeltıraş olan Kıbrıs prensi Pygmalion, ideal kadını temsil eden fildişinden bir heykel yapar ve ona Galatea adını verir. Galatea o kadar güzeldir ki, Pygmalion ona âşık olur ve Tanrıça Venüs'e ona hayat vermesi için yalvarır. Venüs onun isteğini kabul ederek Galatea'yı canlandırır. Pygmalion ile insan olan heykeli mutlu bir aşk yaşarlar.
öğrenilmiş çaresizlik
Yavru fillere uygulanan sistematik eğitimle çaresizlik öğretilir. Bunlar yavruyken ağır metal zemine sağlam zincirle bağlanır. Hayvan her kaçmaya çalıştığında acılar çeker. Çaresizliği öğreninceye kadar bu uygulanır. Siz de sirkte 5 tonluk bir filin kafasına bağlanan ince bir ip ve ucunda minicik bir çomakla yere sabitlendiğinde neden kaçmadığını düşünür durursunuz. Hatta Hintli bir çocuk neredeyse toprağa sembolik olarak bağlar tahta bir çomakla fiili. O asla kaçmaya yeltenmez. Halbuki özgürlüğüyle arasında sadece zihnindeki öğrenilmiş çaresizliktir onu esir eden!
Reklam
"Bebeklikten itibaren yüksek sesle kitap okumanın en önemli nedeni; duygusal zekâ, refah, öğrenme ve hayattaki başarının en kritik temeli olan ebeveyn-çocuk bağını beslemektir. Her gün birkaç dakikalığına da olsa çocukla kitap okuyarak zaman geçirmek bu amaca hizmet eder... Sosyal ve duygusal gelişim, çocukların öğrenme şeklinin temelidir ve bu gelişim bebeklikte başlar."
Bir dizi psikolojik testten geçti ve değerlendirmeler, dikkat sorunları yaşarken aynı zamanda son derece zeki olduğunu gösterdi! Buna genellikle iki kez istisnai denir, bu da bir kişinin DEHB veya öğrenme güçlüğü gibi bazı zorluklar yaşarken aynı zamanda çok zeki veya yetenekli olarak test edilmesi anlamına gelir. Yetenekler ve zorluklar arasındaki bu kafa karıştırıcı boşluk, tabloyu bulandırabilir ve iki kez istisnai olan kişilerin tanımlanamamasına ve yanlış anlaşılmasına -dolayısıyla ihtiyaç duydukları yardımı her zaman alamamalarına neden olabilir.
Söz konusu olan kendi çocuğumuz bile olsa başkaları üzerinde iktidar, otorite ve hâkimiyet sahibi olmak benliğimizin anlamıdır. Durumu bu açıdan ele aldığımızda ve kendimize çocuğun ilk öğrendiği şeyin ne olduğunu sorduğumuzda şu kaçınılmaz sonuca varıyoruz: Çocuk, öğrenilecek hiçbir şeyin olmadığını öğrenmektedir. Çocuk, kendi davranışlarını varlığının gelişmesi için ana çıkış noktası yapmamayı öğrenmektedir. Bu öğrenilecek hiçbir şeyin olmadığını öğrenme tecrübesi, özerkliğin yanlış gelişimindeki belirleyici noktadır. Özerkliğin hasar görür ve kendi gereksinimlerimizi daha ziyade tehlikeli, hatta düşmanca şeyler olarak algıladığımız yanlış bir gelişim başlar. Özerklik ve bizi özerkliğe doğru götürme ihtimali olan her şey zamanla içimizde korku uyandırır.
Sayfa 18 - PdfKitabı okuyor
Genellikle uyumsuzluğun evrensel işareti; öfke krizidir. Bir çocuğun gelişiminin bu heyecan verici döneminde maalesef öfke krizlerinin kötü bir namı vardır: "İKİ YAŞ SENDROMU" Anne ve baba olarak yapmak istediğimiz en son şey çocuğumuzun becerilerini tercihlerini değerlerini kişisel özelliklerini ve hedeflerini berbat birşey olarak görmektir. Öfke krizleri çocuğumuzun etki sahibi olma arzusuna karşı çıktığının bir göstergesi değil sadece uyumsuzluk olduğuna dair bir işarettir. Öfke krizleri çocuğumuza abartılı dozlarda kimin patron olduğunu göstermek gerektiği anlamına gelmez kartlarınızı doğru oynarsanız iki yaş sendromu şahane bir gelişim öğrenme ve keşfetme dönemi olabilir. Tabii bu diğer sendromların içinde geçerlidir; Çocuk anne ve babayla uyuşma içine girmediği zaman öfke krizine girer bu da sendromlara yol açar 2 yaş sendromu 3 yaş sendromu 4 yaş sendromu
489 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.